home icon ile ilgili görsel sonucu Prof. Dr. Özcan UZUN
Psikiyatri Uzmanı
   
 

KORONAVİRÜS SALGINI ve RUH SAĞLIĞI

 

Bulaşıcı salgınlar yeni bir durum değildir. Salgının güçlü ruhsal tepkilere yol açmasının sebepleri bulaşıcı etkenlerin görünmez olması, kişiden kişiye kolayca geçmesi ve herkesin kendisini hastalanmaya hatta ölüme yakın hissetmesidir.

Coronavirüs salgınının ruhsal etkileri

Salgınlar toplumsal travmadır ve insanların uyum yeteneklerini bozdukları için olağanüstüdür. Artan korkulara kişisel tepkiler farklı olabilir. Bazı kişiler sorunun sınırlarını belirleyebilir ve yönetebilir; kaygı ile başa çıkabilir. Ancak, diğerleri ‘panik’ halindedir ve psikiyatrik sorunlar yaşayabilirler.

İhtiyaçlar hiyerarşisinde güvenlik ihtiyacı (gerçek hayati tehditlerden korunma gibi) ve fizyolojik ihtiyaçlar (su, gıda gibi) en temel olanlarıdır. Belirsizlikleri ve temel ihtiyaçlar üzerine etkileri sebebiyle CoVID-19 salgını ‘korku salgınına’ dönüşmektedir. Hastalanma ve ölme korkusu, geçim kaynaklarını kaybetme korkusu, tecrit sırasında çalışamama ve işten atılma korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu, temizlik, temel ihtiyaç maddelerine, besin kaynaklarına ulaşamama ve kıtlık yaşama korkusu…

Bütün bu korkular kaygı, endişe, çökkünlük, umutsuzluk, uykusuzluk, beslenme sorunları, travmatik stres gibi ruhsal tepkileri ortaya çıkabilir. Sonuçta biyolojik bağışıklık sistemini etkileyerek kişileri salgına karşı daha dirençsiz, yatkın hale getirebilir.

Coronavirüs salgını ile tetiklenen psikiyatrik hastalıklar

CoVID-19 salgınının psikiyatrik tablolara yol açmasından ziyade, var olan psikiyatrik tabloları kötüleştirmesi veya yatkın bireylerde yeni tabloların ortaya çıkmasına yol açması daha olası bir durumdur.

Virüs yayıldıkça, sağlıkla ilgili bilgilerle veya fiziksel belirtilerle aşırı meşgul olan insanların ruhsal sağlıklarının bozulması beklenebilir. İyileşmekte olan bireylerin de stres seviyeleri arttıkça nüksetme olasılığı artabilir. Özellikle anksiyete bozuklukları, depresyon ve obsesif kompulsif bozukluklardan muzdarip insanlar daha ağır bir yük hissederler.

Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu yaşayan kişiler genellikle günlük olaylar, sağlık, kişiler arası ilişkiler gibi konularda yoğun endişe yaşarlar. Belirsizliği ağır bir tehdit olarak görürler. CoVID-19 salgını için kesin bir tedavinin olmaması kaygıyı ayrıca şiddetlendirir. Belirsizliğe karşı tahammülsüz çeşitli önlemler almalarına sebep olur; malzeme istifleme, tam bir izolasyon, çok aşırı dezenfektan kullanma gibi. Hastaların aldıkları önlemler, kaygı ve korkuyu daha fazla artırdığının farkında varmadan, tehdit algısının süreklilik kazanmasına yol açar.

Obsesif (takıntı)-kompulsif bozukluk, tehdidi abartılı tahmin etme ve algılama eğilimi ile ilişkilidir. Bulaşma takıntıları, yıkama, temizleme veya sterilizasyon ihtiyacı bu hastalarda çok yaygındır. Bu salgın hastaları daha da dengesizleştirebilir; belirtilerinin ve aldıkları önlemlerin aşırı derecede artmasına sebep olabilir. Aşırılığın komplikasyonları sebebiyle, bu kişilerin temizlik ve korunma önlemlerine tam ölçülerde (ne eksik ne de fazla) uyması önerilir.

Aşırı temizlik komplikasyonları arasında atopik dermatit, kuru, çatlamış cilt bulunur. Cildin bütünlüğünün bozulması kişiye enfeksiyonlara karşı korumasız-açık hale getirebilir. Toksik temizlik malzemelerinin aşırı kullanımı ve inhalasyonu zehirlenmelere yol açabilir.

Çaresizlik hissi depresyonu tetikleyebilir. Depresyon isteksizlik hali, hayattan zevk alamama ve yoğun umutsuzluk gibi negatif hisleri kapsayan bir duygudurum bozukluğudur. Bu salgının taşıdığı belirsizlikler, çaresizlik hissi, sebep olacağı düşünülen kayıplar, alışılmadık kaotik özellikleri ve sosyal izolasyon depresyonu tetikleyebilir. Uyku veya yeme düzenindeki değişiklikler, alkol, tütün veya diğer ilaçların artan kullanımı tabloya eşlik edebilir.

Haber bombardımanı uygunsuz tepkilere yol açıyor

Salgının ne zaman biteceği veya ne zaman normale dönüleceği bilinmiyor. Hastalıktan ziyade insanlardaki belirsizliğe tahammülsüzlük kaygıyı tetiklemekte ve devam ettirmektedir. Bilgiler gerçeklere dayanıyorsa güven verici olabilir. Çelişkili, abartılı mesajlar kontrol merkezinin dağılmasına ve kontrol duygusunun zayıflamasına neden oluyor. Kontrol duygusunu kaybeden insanlar uygunsuz tepkiler gösteriyorlar.

Uygunsuz tepkiler, ‘hafife alma (unrealistic optimism)’ veya ‘abartma’ tarzında olabilir. Hafife alma tepkisi, risklerin yetkililer tarafından abartıldığı veya salgının ‘kader’ olarak kabul edilmesi gerektiği şeklinde ortaya çıkabiliyor. Bu tepkiler, kişilerin otoritelerin koruyucu tedbir önerilerini takip etmemelerine sebep olabilir.

Korku, tehdide normal, gerekli evrimsel bir cevaptır - sonuçta canlıları güvende tutmak için tasarlanmış sistemin bir parçasıdır. Ama bu sistem, yukarıda açıklanan sebeplerle bazen uygunsuz-aşırı (abartma) tepkilere yol açabiliyor. Bunun sonucunda gıda, temizlik malzemesi istifleme, abartılı dezenfektan kullanma, bulaşma korkusu ile tam bir toplumsal izolasyon görülebiliyor. Bu durum kendi içerisinde çelişkilidir; bir yandan güvende olma duygusu sağlarken, diğer yandan hem bireyde hem de toplumda felaket algısının artmasına, panik hissine sebep oluyor. Yukarıda belirtildiği gibi aşırı tedbirler ruhsal ve fiziksel sağlıksız sonuçlara yol açabiliyor; abartmadan uzmanların tanımladığı korunma yönergelerine uymak yeterli olacaktır.

Bilgi eksikliği ya da aşırı-abartılı bilgi yükleme belirsizliği tetikleyebilir ve belirsizlik de uygunsuz tepkilerle sonuçlanabilir. Özellikle sosyal medyanın kullanımına bakıldığında, insanların salgın hakkında çelişkili, abartılı, yanlış birçok bilgiye maruz kaldığı görülüyor. Konu hakkında paylaşılan görseller ve yazılan yazılar yüksek düzeyde korku ve endişe figürleri taşımakta ve rahatsızlıkların artmasına sebep olmaktadır. Öte yandan, spekülasyonlarla coronavirüse bazı ilaçların iyi geldiğine dair paylaşımlar bilinçsiz kullanıma yol açmakta ve sonuçları ölümcül olabilmektedir.

Doğru, yeterli, tutarlı, açık bilgilendirme uygunsuz tepkileri önleyebilir. Bu amaçla, sadece yetkililerin ve konunun uzmanlarının belli aralıklarla ortak yayın şeklinde bilgi paylaşımları yararlı olabilir.

Karantina

Bazı insanların karantina önlemine uymadığı, görevlileri yanılttığı,  hatta kaçtığı görülebiliyor. Oysa, karantina tedbirlerine iyi uyan Çin, Kore, Almanya gibi ülkelerde salgının şiddetinde azalma olduğu bildiriliyor. Ancak, karantinada zaman geçirmek ciddi bir ruhsal etkilere yol açabiliyor. Karantina, insanlara durum üzerinde hiçbir kontrolleri olmadığını hissettirir. Karantinaya alınan insanlarda anksiyete, depresyon, öfke, sinirlilik, damgalanma korkusu, madde-alkol kullanımında artış ve travma sonrası stres bozukluğu dahil olmak üzere psikiyatrik tablolar gelişebiliyor.

Evlerde veya hastanede sosyal olarak tecrit edilmiş olmak paradoksal olarak insanları birbirine yakınlaştırabilir. Zira karantina kendini korumanın yanında topluma hizmet sunma tarzında bir fedakârlık, bir milli görevdir.

Karantina altındakilere öneriler:

1.   Topluma hizmet sunduğunuzu unutmayın. Başkalarının hastalanma olasılığını azaltmaya yardımcı oluyorsunuz. Fedakâr eyleminiz yoluyla sosyal sorumluluk gösteriyorsunuz.

2.   Mümkün olduğunca aktif olun. Etkinlikler oluşturun; fiziksel egzersiz, gevşeme egzersizleri, kişisel hijyen, düzenli zamanlarda yemek gibi. Bu, belirsizliğe karşı öngörülebilirlik kazandırır; istikrar ve güvenlik sağlar.

3.   Sosyal temas önemli bir faaliyettir. Sosyal medya sohbet etmenizi ve başkalarını görmenizi sağlar. Bu sosyal temas, karantina sırasında özellikle önem kazanıyor.

4.   Endişe verici düşüncelerin kontrolünü elinize alın. Oyalanma kargaşayı azaltır. Filmler veya diziler izleyin, bulmacalar çözün.

5.   Endişenizi de erteleyebilirsiniz. Endişelenebileceğiniz belirli bir süre (10-20 dakika) yer açın. Bu zamanın dışında endişeler ortaya çıktığında, kendinize şöyle diyebilirsiniz: “Bu endişe zamanımda düşünülecek bir şey, şimdi değil.” Bu yeterince sık tekrarlanırsa, bu düşünce süreci otomatik hale gelir.

6.   Gelişmelerden haberiniz olsun. Güvenilir bir kaynaktan günde birkaç kez güncelleme yeterlidir.

7.   Mümkünse, özellikle karantinadaki kişiler için sosyal medyada bir profesyonel destek grubu kurun. ‘Karantinadayız ama hep birlikteyiz, beraberiz’ mesajını yayın. Aynı şeyleri yaşayan diğer insanlarla konuşmak güçlenme duygusu sağlayabilir.

Yanlış inanışlar

Mevsimsel etkiler de göz önünde tutulduğunda her hapşırma-öksürmenin coronavirüs belirtisi olma ihtimali düşüktür. Ancak, hem CoVID-19 hem de taşıdığı belirsizlikler açık bir tehdittir. Canlıların tehdide karşı evrensel tepkisi ‘savaşmak’ ya da ‘kaçmak’tır. Toplu taşıma araçlarında ve kalabalık ortamlarda hapşırıldığında ya da öksürüldüğünde bu kişilere karşı tedirgin bir şekilde bakılıyor. Hatta bu kişilere karşı fiziksel müdahaleler görülebiliyor. Bu bir tür tehdit ile ‘savaşmak’ örneğidir. Öksürük şikâyeti olan kişilerin toplu taşıma araçlarından veya kalabalık ortamlardan uzak durması en kesin çözümdür.

Çocuklar çevrelerindeki yetişkinlerden gördüklerine göre tepki verirler. Çocuklarda takip edilmesi gereken sık görülen değişiklikler aşırı ağlama ve sinirlilik, gece idrar kaçırma gibi tuvaletini kontrol etmeyle ilgili sorunların ortaya çıkması, sağlıksız uyku alışkanlıkları, dikkat ve yoğunlaşma zorluğu, açıklanamayan baş ağrısı ya da vücut ağrıları şeklinde olabiliyor.

Çocukları desteklemek için:

Çocuğunuzun anlayabileceği şekilde COVID-19 hakkındaki sorularını cevaplayın ve gerçekleri paylaşın. Güvende olduğu konusunda güvence verin. Üzgün ve kaygılı ​​hissetmeleri halinde, bunda yanlışlık olmadığını belirtin. Çocuğunuzun olayla ilgili yayınlara maruz kalmasını sınırlayın. Çocuklar duyduklarını yanlış yorumlayabilir ve anlamadıkları bir şeyden korkabilirler. İyi bir rol modeli olun; uyuyun, egzersiz yapın ve iyi besleyin. Arkadaşlarınız ve ailenizle bağlarınızı sürdürün.

Korkuları ve kaygıyı yönetme

1.   Gerçekleri öğrenin. Abartmayın ama salgının ciddiyetini inkâr da etmeyin. Gerçeklerin genellikle bulanık veya abartılı aktarıldığı sansasyonel haberleri dikkate almayın. Resmi yetkililerin aldığı önlemler, verdiği bilgiler yeterli ve açıktır. Bu önerilere uymak, uygulamak sizi koruyacaktır. Konunun uzmanları dışındaki kimselerin düşüncelerini önemsemeyin.

2.   Küresel değil, yerel düşünün. Ülkemizde neler olduğuna ve kendinizi ve komşularınızı sağlıklı ve güvenli tutmak için neler yapabileceğinize odaklanın. Bir topluluk duygusu travmatik durumlardan geçmek için çok önemlidir ve çocuklarda ve yetişkinlerde esneklik sağlar.

3.   Rahatsız edici medya kapsamını izlemek veya dinlemek için harcadığınız zamanı azaltarak endişelerinizi sınırlayın. Hayatınızda olumlu olan ve üzerinde kontrol sahibi olduğunuz şeylere odaklanmayı unutmayın.

4.   Sağlıklı kalın. Ellerinizi sabun veya el dezenfektanı ile sık sık yıkayın. Kesinlikle hapşırdıktan sonra yüzünüze veya bir kişiye dokunmadan önce yıkamak gibi hijyenik alışkanlıkları benimseyin. Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçının. Hasta olanlarla temastan kaçının ve mutlaka evde kalın. Kalabalık yerlerden uzak durun.

5.   İyi beslenin ve en az sekiz saat gece uykusu uyuyun.

 Sonuç olarak; dikkatli ve ihtiyati tedbirler esastır. Ancak endişe ve panik hali bu deneyimin bir parçası olmak zorunda değildir. Sakin olun ve devam edin.