|
||||||
KORONAVİRÜS SALGINI ve RUH SAĞLIĞI |
||||||
Bulaşıcı salgınlar yeni bir durum
değildir. Salgının güçlü ruhsal
tepkilere yol açmasının sebepleri
bulaşıcı etkenlerin görünmez olması,
kişiden kişiye kolayca geçmesi ve
herkesin kendisini hastalanmaya hatta
ölüme yakın hissetmesidir.
Coronavirüs
salgınının ruhsal etkileri Salgınlar toplumsal travmadır ve
insanların uyum yeteneklerini bozdukları
için olağanüstüdür. Artan korkulara
kişisel tepkiler farklı olabilir. Bazı
kişiler sorunun sınırlarını
belirleyebilir ve yönetebilir; kaygı ile
başa çıkabilir. Ancak, diğerleri ‘panik’
halindedir ve psikiyatrik sorunlar
yaşayabilirler.
İhtiyaçlar hiyerarşisinde güvenlik
ihtiyacı (gerçek hayati tehditlerden
korunma gibi) ve fizyolojik ihtiyaçlar
(su, gıda gibi) en temel olanlarıdır.
Belirsizlikleri ve temel ihtiyaçlar
üzerine etkileri sebebiyle CoVID-19
salgını ‘korku salgınına’ dönüşmektedir.
Hastalanma ve ölme korkusu, geçim
kaynaklarını kaybetme korkusu, tecrit
sırasında çalışamama ve işten atılma
korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu,
temizlik, temel ihtiyaç maddelerine,
besin kaynaklarına ulaşamama ve kıtlık
yaşama korkusu… Bütün bu korkular kaygı, endişe,
çökkünlük, umutsuzluk, uykusuzluk,
beslenme sorunları, travmatik stres gibi
ruhsal tepkileri ortaya çıkabilir.
Sonuçta biyolojik bağışıklık sistemini
etkileyerek kişileri salgına karşı daha
dirençsiz, yatkın hale getirebilir.
Coronavirüs
salgını ile tetiklenen psikiyatrik
hastalıklar CoVID-19 salgınının psikiyatrik
tablolara yol açmasından ziyade, var
olan psikiyatrik tabloları
kötüleştirmesi veya yatkın bireylerde
yeni tabloların ortaya çıkmasına yol
açması daha olası bir durumdur.
Virüs yayıldıkça, sağlıkla ilgili
bilgilerle veya fiziksel belirtilerle
aşırı meşgul olan insanların ruhsal
sağlıklarının bozulması beklenebilir.
İyileşmekte olan bireylerin de stres
seviyeleri arttıkça nüksetme olasılığı
artabilir. Özellikle anksiyete
bozuklukları, depresyon ve obsesif
kompulsif bozukluklardan muzdarip
insanlar daha ağır bir yük hissederler.
Yaygın anksiyete (kaygı)
bozukluğu yaşayan kişiler
genellikle günlük olaylar, sağlık,
kişiler arası ilişkiler gibi konularda
yoğun endişe yaşarlar. Belirsizliği ağır
bir tehdit olarak görürler. CoVID-19
salgını için kesin bir tedavinin
olmaması kaygıyı ayrıca şiddetlendirir.
Belirsizliğe karşı tahammülsüz çeşitli
önlemler almalarına sebep olur; malzeme
istifleme, tam bir izolasyon, çok aşırı
dezenfektan kullanma gibi. Hastaların
aldıkları önlemler, kaygı ve korkuyu
daha fazla artırdığının farkında
varmadan, tehdit algısının süreklilik
kazanmasına yol açar.
Obsesif (takıntı)-kompulsif
bozukluk, tehdidi abartılı
tahmin etme ve algılama eğilimi ile
ilişkilidir. Bulaşma takıntıları,
yıkama, temizleme veya sterilizasyon
ihtiyacı bu hastalarda çok yaygındır. Bu
salgın hastaları daha da
dengesizleştirebilir; belirtilerinin ve
aldıkları önlemlerin aşırı derecede
artmasına sebep olabilir. Aşırılığın
komplikasyonları sebebiyle, bu kişilerin
temizlik ve korunma önlemlerine tam
ölçülerde (ne eksik ne de fazla) uyması
önerilir. Aşırı temizlik komplikasyonları
arasında atopik dermatit, kuru, çatlamış
cilt bulunur. Cildin bütünlüğünün
bozulması kişiye enfeksiyonlara karşı
korumasız-açık hale getirebilir. Toksik
temizlik malzemelerinin aşırı kullanımı
ve inhalasyonu zehirlenmelere yol
açabilir.
Çaresizlik hissi depresyonu
tetikleyebilir. Depresyon
isteksizlik hali, hayattan zevk alamama
ve yoğun umutsuzluk gibi negatif hisleri
kapsayan bir duygudurum bozukluğudur. Bu
salgının taşıdığı belirsizlikler,
çaresizlik hissi, sebep olacağı
düşünülen kayıplar, alışılmadık kaotik
özellikleri ve sosyal izolasyon
depresyonu tetikleyebilir. Uyku veya
yeme düzenindeki değişiklikler, alkol,
tütün veya diğer ilaçların artan
kullanımı tabloya eşlik edebilir.
Haber
bombardımanı uygunsuz tepkilere yol
açıyor Salgının ne zaman biteceği veya ne
zaman normale dönüleceği bilinmiyor.
Hastalıktan ziyade insanlardaki
belirsizliğe tahammülsüzlük kaygıyı
tetiklemekte ve devam ettirmektedir.
Bilgiler gerçeklere dayanıyorsa güven
verici olabilir. Çelişkili, abartılı
mesajlar kontrol merkezinin dağılmasına
ve kontrol duygusunun zayıflamasına
neden oluyor. Kontrol duygusunu kaybeden
insanlar uygunsuz tepkiler
gösteriyorlar.
Uygunsuz tepkiler, ‘hafife alma (unrealistic
optimism)’ veya ‘abartma’ tarzında
olabilir. Hafife alma tepkisi, risklerin
yetkililer tarafından abartıldığı veya
salgının ‘kader’ olarak kabul edilmesi
gerektiği şeklinde ortaya çıkabiliyor.
Bu tepkiler, kişilerin otoritelerin
koruyucu tedbir önerilerini takip
etmemelerine sebep olabilir.
Korku, tehdide normal, gerekli
evrimsel bir cevaptır - sonuçta
canlıları güvende tutmak için
tasarlanmış sistemin bir parçasıdır. Ama
bu sistem, yukarıda açıklanan sebeplerle
bazen uygunsuz-aşırı (abartma) tepkilere
yol açabiliyor. Bunun sonucunda gıda,
temizlik malzemesi istifleme, abartılı
dezenfektan kullanma, bulaşma korkusu
ile tam bir toplumsal izolasyon
görülebiliyor. Bu durum kendi içerisinde
çelişkilidir; bir yandan güvende olma
duygusu sağlarken, diğer yandan hem
bireyde hem de toplumda felaket
algısının artmasına, panik hissine sebep
oluyor. Yukarıda belirtildiği gibi aşırı
tedbirler ruhsal ve fiziksel sağlıksız
sonuçlara yol açabiliyor; abartmadan
uzmanların tanımladığı korunma
yönergelerine uymak yeterli olacaktır.
Bilgi eksikliği ya da
aşırı-abartılı bilgi yükleme
belirsizliği tetikleyebilir ve
belirsizlik de uygunsuz tepkilerle
sonuçlanabilir. Özellikle sosyal
medyanın kullanımına bakıldığında,
insanların salgın hakkında çelişkili,
abartılı, yanlış birçok bilgiye maruz
kaldığı görülüyor. Konu hakkında
paylaşılan görseller ve yazılan yazılar
yüksek düzeyde korku ve endişe figürleri
taşımakta ve rahatsızlıkların artmasına
sebep olmaktadır. Öte yandan,
spekülasyonlarla coronavirüse bazı
ilaçların iyi geldiğine dair paylaşımlar
bilinçsiz kullanıma yol açmakta ve
sonuçları ölümcül olabilmektedir. Doğru, yeterli, tutarlı, açık bilgilendirme uygunsuz tepkileri önleyebilir. Bu amaçla, sadece yetkililerin ve konunun uzmanlarının belli aralıklarla ortak yayın şeklinde bilgi paylaşımları yararlı olabilir. Karantina Bazı insanların karantina önlemine
uymadığı, görevlileri yanılttığı, hatta
kaçtığı görülebiliyor. Oysa, karantina
tedbirlerine iyi uyan Çin, Kore, Almanya
gibi ülkelerde salgının şiddetinde
azalma olduğu bildiriliyor. Ancak,
karantinada zaman geçirmek ciddi bir
ruhsal etkilere yol açabiliyor.
Karantina, insanlara durum üzerinde
hiçbir kontrolleri olmadığını
hissettirir. Karantinaya alınan
insanlarda anksiyete, depresyon, öfke,
sinirlilik, damgalanma korkusu,
madde-alkol kullanımında artış ve travma
sonrası stres bozukluğu dahil olmak
üzere psikiyatrik tablolar
gelişebiliyor.
Evlerde veya hastanede sosyal olarak
tecrit edilmiş olmak paradoksal olarak
insanları birbirine yakınlaştırabilir.
Zira karantina kendini korumanın yanında
topluma hizmet sunma tarzında bir
fedakârlık, bir milli görevdir. Karantina
altındakilere öneriler:
1.
Topluma hizmet sunduğunuzu unutmayın.
Başkalarının hastalanma olasılığını
azaltmaya yardımcı oluyorsunuz. Fedakâr
eyleminiz yoluyla sosyal sorumluluk
gösteriyorsunuz.
2.
Mümkün olduğunca aktif olun. Etkinlikler
oluşturun; fiziksel egzersiz, gevşeme
egzersizleri, kişisel hijyen, düzenli
zamanlarda yemek gibi. Bu, belirsizliğe
karşı öngörülebilirlik kazandırır;
istikrar ve güvenlik sağlar.
3.
Sosyal temas önemli bir faaliyettir.
Sosyal medya sohbet etmenizi ve
başkalarını görmenizi sağlar. Bu sosyal
temas, karantina sırasında özellikle
önem kazanıyor.
4.
Endişe verici düşüncelerin kontrolünü
elinize alın. Oyalanma kargaşayı
azaltır. Filmler veya diziler izleyin,
bulmacalar çözün.
5.
Endişenizi de erteleyebilirsiniz.
Endişelenebileceğiniz belirli bir süre
(10-20 dakika) yer açın. Bu zamanın
dışında endişeler ortaya çıktığında,
kendinize şöyle diyebilirsiniz: “Bu
endişe zamanımda düşünülecek bir şey,
şimdi değil.” Bu yeterince sık
tekrarlanırsa, bu düşünce süreci
otomatik hale gelir.
6.
Gelişmelerden haberiniz olsun. Güvenilir
bir kaynaktan günde birkaç kez
güncelleme yeterlidir.
7.
Mümkünse, özellikle karantinadaki
kişiler için sosyal medyada bir
profesyonel destek grubu kurun.
‘Karantinadayız ama hep birlikteyiz,
beraberiz’ mesajını yayın. Aynı şeyleri
yaşayan diğer insanlarla konuşmak
güçlenme duygusu sağlayabilir. Yanlış inanışlar Mevsimsel etkiler de göz önünde
tutulduğunda her hapşırma-öksürmenin
coronavirüs belirtisi olma ihtimali
düşüktür. Ancak, hem CoVID-19 hem de
taşıdığı belirsizlikler açık bir
tehdittir. Canlıların tehdide karşı
evrensel tepkisi ‘savaşmak’ ya da ‘kaçmak’tır.
Toplu taşıma araçlarında ve kalabalık
ortamlarda hapşırıldığında ya da
öksürüldüğünde bu kişilere karşı
tedirgin bir şekilde bakılıyor. Hatta bu
kişilere karşı fiziksel müdahaleler
görülebiliyor. Bu bir tür tehdit ile
‘savaşmak’ örneğidir. Öksürük şikâyeti
olan kişilerin toplu taşıma araçlarından
veya kalabalık ortamlardan uzak durması
en kesin çözümdür. Çocuklar çevrelerindeki
yetişkinlerden gördüklerine göre tepki
verirler. Çocuklarda takip edilmesi
gereken sık görülen değişiklikler aşırı
ağlama ve sinirlilik, gece idrar kaçırma
gibi tuvaletini kontrol etmeyle ilgili
sorunların ortaya çıkması, sağlıksız
uyku alışkanlıkları, dikkat ve
yoğunlaşma zorluğu, açıklanamayan baş
ağrısı ya da vücut ağrıları şeklinde
olabiliyor. Çocukları
desteklemek için: Çocuğunuzun anlayabileceği şekilde
COVID-19 hakkındaki sorularını
cevaplayın ve gerçekleri
paylaşın. Güvende olduğu konusunda
güvence verin. Üzgün ve kaygılı
hissetmeleri halinde, bunda yanlışlık
olmadığını belirtin. Çocuğunuzun olayla
ilgili yayınlara maruz kalmasını
sınırlayın. Çocuklar duyduklarını yanlış
yorumlayabilir ve anlamadıkları bir
şeyden korkabilirler. İyi bir rol modeli
olun; uyuyun, egzersiz yapın ve iyi
besleyin. Arkadaşlarınız ve ailenizle
bağlarınızı sürdürün. Korkuları ve
kaygıyı yönetme
1.
Gerçekleri öğrenin. Abartmayın ama
salgının ciddiyetini inkâr da etmeyin.
Gerçeklerin genellikle bulanık veya
abartılı aktarıldığı sansasyonel
haberleri dikkate almayın. Resmi
yetkililerin aldığı önlemler, verdiği
bilgiler yeterli ve açıktır. Bu
önerilere uymak, uygulamak sizi
koruyacaktır. Konunun uzmanları
dışındaki kimselerin düşüncelerini
önemsemeyin.
2.
Küresel değil, yerel düşünün. Ülkemizde
neler olduğuna ve kendinizi ve
komşularınızı sağlıklı ve güvenli tutmak
için neler yapabileceğinize odaklanın.
Bir topluluk duygusu travmatik
durumlardan geçmek için çok önemlidir ve
çocuklarda ve yetişkinlerde esneklik
sağlar.
3.
Rahatsız edici medya kapsamını izlemek
veya dinlemek için harcadığınız zamanı
azaltarak endişelerinizi sınırlayın.
Hayatınızda olumlu olan ve üzerinde
kontrol sahibi olduğunuz şeylere
odaklanmayı unutmayın.
4.
Sağlıklı kalın. Ellerinizi sabun veya el
dezenfektanı ile sık sık yıkayın.
Kesinlikle hapşırdıktan sonra yüzünüze
veya bir kişiye dokunmadan önce yıkamak
gibi hijyenik alışkanlıkları benimseyin.
Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza
dokunmaktan kaçının. Hasta olanlarla
temastan kaçının ve mutlaka evde kalın.
Kalabalık yerlerden uzak durun.
5.
İyi beslenin ve en az sekiz saat gece
uykusu uyuyun.
|