home icon ile ilgili görsel sonucu Prof. Dr. Özcan UZUN
Psikiyatri Uzmanı
 
           
KONVERSİYON BOZUKLUĞU

 

Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar sorunlarının ruhsal olduğunun farkında değildir ve istemli olarak bu belirtileri kontrol edemezler, yani belirtiler bilinçli olarak ortaya çıkmaz.

Konversiyon terimini ilk kullanan Freud’dur. Freud’a göre bilinç dışında bastırılmış ve rahatsızlık veren düşünceler döndürme mekanizmasını kullanmak suretiyle bu hastalığa neden olmaktadır. Bu hastalık kişinin ruhsal sıkıntısının beden diliyle ifade edilmesi olarak ta yorumlanabilir. Farklı araştırma sonuçlarına göre kadınlarda erkeklere göre 2-10 kat daha çok görülmektedir.

Aşağıdaki belirtilerin varlığı durumunda bu bozukluktan bahsedilir. 

1 - İstemli motor ( kas gücü ile yapılan hareketlere bağlı ) ya da duyusal ( duyma, görme, tat, koku ve dokunmayı hissetme gibi ) beş duyuyu etkileyip, nörolojik ya da başka bir vücutsal hastalığı akla getiren bir ya da daha çok şikayet veya işlevde azalmanın varlığı
2 - Bu yakınmalarla birlikte psikolojik etkenlerin de olduğunun belirlenmesi. Bu durumun başlangıcı ve şikayetlerin artma durumlarının öncesinde kişide gerilim ve stres etkenleri bulunmaktadır. 
3 - Bu yakınmalar hasta tarafından isteyerek, bilinçli bir şekilde oluşturulmamaktadır. 
4 - Bu durum başka bir vücutsal hastalığa ,kullanılan bir maddenin etkisine bağlı olmayıp, yetişilen çevreye ait olağan bir davranış seklinde açıklanamaz. 
5 - Bu durum hastada belirgin derecede kaygı, gerilim ve iş ya da sosyal hayatında bozulmaya yol acar. 

Belirtiler genelde nörolojik hastalıkları taklit eder, nörolojide görülen bütün belirtiler psikolojik nedenlerle de ortaya çıkabilir. Belirtiler genelde şiddetlidir ve hastanın günlük işleri yapmasında sorunlar ortaya çıkarır. Belirtilerin uzun süre devam etmesi hastanın kol ve bacaklarında kaslarda erime ve yapışıklık gibi sorunlar ortaya çıkarabilir.

En sık görülen belirtiler şunlardır: 

Bayılma, sara benzeri nöbet geçirme: genelde kalabalığın olduğu yerlerde bayılma görülür. Hastalar tek başına iken bayılma pek olmaz. Bayıma sırasında kendini yaralama ve bilinç kaybı pek görülmez. Bayılma genelde uzun sürelidir. Hasta çevrede olanları duyduğunu ancak yanıt veremediğini, tüm bedenini felç olmuş gibi hissettiğini belirtir. Hastalar genelde ağlayarak kendine gelir. Kendine gelirken saldırgan davranışlarda bulunma saçını, yüzünü yolma gibi taşkınlık belirtileri görülebilir. 

Bedenin herhangi bir yerinde uyuşma veya hiçbir şey hissedememe genelde kol ve bacakta görülür. Nörolojik muayenede organik bir neden bulunamaz ve uyuşan bölge nörolojik kökenli duyu kayıplarından farklıdır. 
Körlük, sıklıkla tek gözün görmemesi, iki gözde körlük, tek gözde tüp şeklinde görme bozukluğu olabilir. Göz muayenesi normaldir. Konuşamama, hastalar kısık sesle konuşabilir. Konuşamamayı açıklayacak organik bir neden bulunamaz. 
Bedenin herhangi bir yerinin hareketinde azalma veya tamamıyla felç olması (kol, bacak veya tüm bedenin felç olması olabilir, hasta bedenin herhangi bir yerinde kuvvet azlığından yakınır. Kuvvet azlığı veya kaybı genelde kol ve bacaklardadır. Nörolojik muayenede kuvvet azlığını açıklayacak bir bulguya rastlanmaz. Bazen felç bir koldan diğerine geçip yer değiştirebilir. 

Bedenin herhangi bir yerinde titreme (tremor) veya istemsiz beden hareketleri görülebilir. Bu hareketlerin nörolojik kökenli hareket bozukluklarından ayrılması gerekir. Duruş bozuklukları, hastalar ayakta duramaz ve yürüyemezler, özellikle izlendiklerini anladıklarında belirtilerde artma görülür. Bazen duruş ve yürüyüşün normale döndüğü sonra tekrar bozulduğu görülebilir.

Konversiyon bozukluğunun tipleri

1 - Motor (hareket ve kas kuvveti gerektiren işlevler ) şikayetler ya da eksikliklerle seyreden tip: Denge bozukluğu,kol- bacakta güç kaybı, felç olmuş gibi hareket ettirememe, yutma güçlüğü, boğazda tıkayıcı bir kitle hissi, ses çıkaramama, idrar yapamama gibi yakınmalardan biri ya da daha çoğu vardır. 

2 - Duyulara ait yakınma ve işlev azalmaları ile seyreden tip: Dokunma duyusu kaybı ya da ağrı hissetmeme, çift görme, hiç bir şey görememe, duymama ve halüsinasyon yaşantıları. 

3 - Katılma ya da epilepsi (sara) hastaları gibi kasılma nöbetleri ile seyreden tip. 
4 - Karışım tipi: Yukarıda sayılan tiplerin bir arada olduğu sekil. 

Bu rahatsızlığın tanısının konmadan önce yakınmalara yol açabilecek diğer vücutsal hastalık ya da sebepleri dışlamak için gerekli muayene ve laboratuar tetkikleri yapılmalıdır.

Tedavi

Hastalar sıklıkla stres yaratan bir durumu takiben gelişen bayılma, dil tutulması gibi yakınmalarla acil servislere başvururlar. Bu yakınmalarla başvuran hastalarda belirtiler aksi ispat edilene kadar nörolojik bir hastalık olarak görülmelidir. Hastanın ayrıntılı öyküsü alınmalı, nörolojik ve fiziksel muayenesi yapılmalı gereken radyolojik ve biyokimya tetkikleri tamamlanmalıdır.

Organik bir neden bulunmadığı taktirde ortaya çıkarıcı stresör öyküsü ile birleştirerek psikiyatri hekimine danışılmalıdır. Organik bir  hastalık bulunmadığında psikiyatrik hastalık olduğu düşünülüyorsa tedavisi acil değildir. Acil serviste psikiyatrik tedavi bu hastalar için söz konusu değildir. Tedavi atağı takiben poliklinik şartlarında gerçekleştirilir. Bu hastalarda hastalığın pekişmesini önlemek amacıyla ailenin ve çevrenin dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Kişinin iradesi dışında gelişen bu hastalık hastaya bazı kazançlar getirmektedir. Hasta bu hastalık sayesinde yapması gereken bazı yükümlülüklerden kurtulabilmekte veya bazı haklar elde edebilmektedir. Bu tür kazançlar hastalığın pekişmesine, tekrarlamasına sebep olmaktadır. Bu da tedaviyi güçleştirmektedir.

Yapılması gereken hastaya hastalığı nedeniyle bazı haklar tanımamak ve hastalık öncesi nasıl davranılıyorsa aynı tutumu devam ettirmektir. Stres sonrası bayılan ve bunun psikolojik kökenli bayılma olduğu doktor tarafından onaylanan bir  hasta aile ortamında bayıldığında onu sakin bir odaya alıp yalnız bırakmak hastaya daha iyi gelecektir. Tedavinin kısa sürede başarıya ulaşması için ailenin doktorla işbirliği içinde olması şarttır. Değerlendirme sonrası ilaç tedavisi, psikoterapi önerilebilir. Bazı hastalarda belirtiyi yorumlamak ve ortadan kaldırmak amacıyla hipnoz denenebilir. Ancak altta yatan sorun düzeltilmediği sürece bir belirti hipnozla ortadan kalksa da yerini başka bir belirti alacaktır.