|
|||
ANTİDEPRESANLAR ETKİLİ ve GÜVENLİ MİDİR? | |||
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ne göre depresyon, tüm hastalıklar arasında görülme sıklığı açısından dördüncü sırada olan, tedavi edilmediğinde intihar gibi çok ciddi riskleri taşıyan ve yaşam kalitesini bozan önemli bir ruhsal bozukluktur. Depresyon tedavisi için birçok ilaç, bağımsız çalışma ile etkinlikleri kanıtlanarak antidepresan olarak ruhsat almıştır. İşte bu yüzden
antidepresanlar yarım
asırdan fazla
bir süredir
güvenle kullanılmaktadır.
Depresyon tek bir klinik
antite değildir. Unipolar,
bipolar, karma, disforik
özellikli, ajite, retarde,
atipik, psikotik özellikli
ve melankolik, v.s.
isimlerle adlandırılan
farklı klinik
görünümlerde depresyon
tabloları vardır. Ayrıca, depresyonun şiddeti, geçmiş depresyon ataklarının sayısı da önem arz etmektedir. Hepsi halk arasında ‘depresyon’ diye adlandırılan, depresyonun bu çok değişik klinik alt tiplerinin her birinin tedavisinde antidepresan ilaçların ve yardımcı ilaçların seçimi, tedavi süresi v.s. profesyonellik ve ustalık gerektirir. Hekimlik mesleği inceliklerinin yeterli ölçüde karşılanamadığı uygulamalarla antidepresanların etkililiği konusunda kuşkular doğabilmektedir. Antidepresan etkinin ortaya çıkabilmesi 4-6 haftalık kullanım süresi gerektirir. Antidepresan ilaç tedavisi süresi ise, ortalama 12 ay sürdürülmelidir. Hasta remisyona girdikten sonra antidepresan ilaç 4-6 ay tedavi dozunda tutulup, daha sonra idame dozuna geçilmelidir. Bir yıl dolduğunda da antidepresan ilaçlar aylar içinde dozu tedricen azaltılarak kesilmelidir. Kesildikten sonra belirtiler yinelerse, ilacın tekrar başlanması ve 3-6 ay daha tedavinin sürdürülmesi uygundur. Depresyonun en dramatik komplikasyonu intihar olup; depresyon vak’alarının %15 kadarı intihar nedeniyle ölmektedir. Tüm intiharların %70’i depresyon vak’alarıdır. ABD'de intihar, ölüm nedenleri arasında 7. sırada yer almaktadır. Seçici serotonin gerialım inhibitörlerinin (SSRI) tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanıldığı 1990 yılından sonraki dönemde intihar oranlarının anlamlı olarak düştüğünün istatistiksel gerçek olarak karşımızda duruyor olması da, antidepresan ilaç tedavisinin önemini gösteren ve antidepresan ilaçların depresyonda etkili olduğunun gösteren diğer bir kanıttır. Bu bu gerçeklere ve kanıtlara rağmen antidepresanların etkisizliğini, dahası ANTİDEPRESANLAR İNTİHARA YOL AÇIYOR iddiası bilimsel dayanaktan yoksundur. Antidepresanların beyin hücrelerinin gelişimini ne şekilde desteklerini gösteren kanıtların yeni tedavi olanaklarının geliştirilmesinde yardımcı olacağı bildirildi: Hipokampüs, yaşam boyu yeni nöronlar üreten iki beyin bölgesinden biri olarak bilinir. Depresyonlu insanlarda bu yenilenme süreci kesintiye uğrar. Bu durumun hastalığın semptomlarıyla ilgili olup olmadığı henüz bilinmese de antidepresan ilaçlarının hipokampüsteki nöron yenilenmesini tetikledikleri kesinlik kazandı. Londra King’s College bilim insanları bu sürecin tam olarak ne şekilde işlediğini buldular. Araştırmalar bazı antidepresanlar ve glukokortikoid stres hormonları arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Christoph Anacker ile çalışan ekip Sertralin maddesinin beyin hücrelerindeki glukokortikoid reseptörlerinde etkili olup olmadığını test etmiştir. Bu amaçta laboratuvarda insanın öncü hipokampüs hücreleri üretildikten sonra Setralin ilave edilmiştir. On gün sonra kültür hücrelerinde beklenilenden yüzde yirmi beş oranında daha fazla nöronun geliştiği görülmüştür. Bilim insanları Setralin etki maddesinden önce glukokortiod reseptörlerini bloke eden bir ilaç ilave ettiklerinde, yeni nöron sayısının aşağı yukarı normal gelişim sürecinde beklenildiği kadar olduğu görülmüştür. Anacker’e göre glukokortoid hormonları ve antidepresanlar reseptörleri etkinleştiriyorlar.
|